18. yüzyıl sonunda Rousseau gibi düşünürlerden aklın egemenliğine ve faydacılığa karşı itirazlar yükselmeye başlar. Bunlar sanat üzerinde gayet etkili olur. 1760-1780 arasında Alman filozofu Georg Hamann’ın önderi olduğu Aydınlanma karşıtı Sturm und Drang (Fırtına ve Atılım) hareketi radikalliği bakımından avangardın habercisi sayılır. 19. yüzyılda, başta Schiller, romantik filozoflar sanatı her türlü faydacılıktan, işlevsellikten sökerek, bilimden ve etikten koparırlar. Bu özerkleşme hareketi, 19. yüzyıl sonunda Baudelaire’le zirvesine varır. Baudelaire estetik modernizmin ve avangardın babası sayılır. Bütün bu süreçte, hayal gücü hiç olmadığı kadar etkinleşir; Aydınlanma’yla ve aklın iktidarıyla kaybolan Rönesans dönemi düşüncesi neoplatonizm yeniden canlanır. Bütün avangard hareketlerde ama özellikle sürrealizm üzerinde etkili olur. Breton'un efsanevi Nadja romanı bu etkinin en harika örneğidir. Nadja’yı okurken beş asır önce yaratılan Hypnerotomachia Poliphili’yi hayal ederiz.
İÇİNDEKİLER:
Hypnerotomachia Poliphili ve Neoplatonizm
Neoplatonizm ve Avangard